İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Ord. Prof. Cemil Bilsel Konferans Salonu'nda, İstanbul Öğretmen Akademilerinin 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı açılış dersinde konuşan Bakan Tekin, sözlerine cumhuriyetin 100. yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve tüm şehitlere rahmet dileğinde bulunarak başladı.
İsrail'in abluka altındaki Gazze'ye saldırılarında, yıllardır üniversitelerde okuttuğu anayasa hukuku, siyaset bilimi ve insan hakları dersleri ile insanlığın temel hak ve hürriyetlerini güvence altına almak için kurulan mekanizmaların çalışmadığını gördüğünü belirten Tekin, "'Dünyada demokrasi ve insan haklarını korumakla mükellef bir yapı var ve bu yapı, bu tür ihlaller söz konusu olduğunda soykırıma uğrayan, hakları ihlal edilen kişilerin dil, din, ırk, mezhep ve benzeri hiçbir fark gözetmeksizin doğrudan müdahale edecek ve temel hak ve hürriyetleri güvence altına alacak.' diye anlattık. Hepsi yalanmış. Bugün çocuklar öldürülüyor, okullar, hastaneler bombalanıyor. Okuttuğumuz ve evrensel olduğunu iddia ettiğimiz metinlerin tamamında güvence altına alınan haklar ayaklar altına alınıyor." diye konuştu.
Tekin, insan haklarıyla ilgili evrensel metinlerin artık kandırmaca olduğuna inandığının altını çizerek, "Birleşmiş Milletler, Cenevre ve Roma'dan bize sözleşme olarak dayatılan bütün metinlerin tartışmalı olduğuna inanıyorum. Bu tür metinlerin bütün insanların temel referans değerlerini güvence altına alacak şekilde yeniden kaleme alınması ya da bunu uygulayan uluslararası mekanizmaların yeniden örgütlenmesi anlamında akademik veri üretmek gerektiğine inanıyorum. İstanbul Üniversitesi, Türkiye'de bunu en iyi yapacak üniversitelerden birdir." ifadelerini kullandı.
Üniversitede yıllarca araştırma görevlisi olarak çalıştığını, 2013 yılında kamu bürokrasisine geçtiğinde kamu kurumları ile akademi arasında ciddi bir kopukluk olduğunu fark ettiğini belirten Tekin, kurumsal bir yapı olarak Millî Eğitim Akademisi kurmayı hedeflediklerini anlattı.
Öğretmen Akademilerinin, Ömer Faruk Yelkenci'nin İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü döneminde kurulduğunu anımsatan Tekin, "Biz nasıl müfredatı belirli aralıklarla revize etmemiz gerektiğine inanıyorsak, aslında öğretmen arkadaşlarımızın da öğretmenlik mesleğiyle ilgili teorik, teknolojik gelişmeler, farklı alanlarda yeniliklerden mutlaka sağlıklı bir zeminde haberdar olması ve izlemesi gerekiyor. Dolayısıyla buradaki yaklaşımdan biri, bu. Müfredatta olduğu gibi Bakanlığımızın ana taşıyıcısı durumundaki öğretmen arkadaşlarımızın da kendilerini bu anlamda güncellemeleri için akademi ile ilişkisini kurmak istedik, istiyoruz. Arzumuz ve çıkış noktanız burası." şeklinde konuştu.
Öğretmen Akademilerini kurumsallaştırma arzusunda olduklarını kaydeden Tekin, sözlerine şöyle devam etti:
"Millî Eğitim Akademisini önümüzdeki bahar aylarında kurmuş olmayı temenni ediyoruz. Yasal altyapısını çalışmaya başladık. Kuracağımız Millî Eğitim Akademisinden beklentimiz, öğretmenliğe kaynak teşkil eden fakültelerle başta olmak üzere, üniversitelerle Bakanlığımız arasında bu ilişkiyi kurumsal hale getirmek istiyoruz. Akademisyenler ve hocalarımızın 'Görüşlerimiz ciddiye alınmıyor.' endişelerini giderecek, sürekli onlarla iç içe çalışacağımız, işbirliğini daimi hale getireceğimiz bir yapı olsun istiyoruz."
Öğretmenlerin saha tecrübelerini ve karşı karşıya kaldıkları problemleri üniversitelerde akademisyenler ve öğrencilerle paylaşması sonucunda bu ilişkinin sağlıklı bir zemine oturacağını vurgulayan Tekin, "Tek taraflı olacaksa, kusura bakmayın, sağlıklı yürümesi mümkün değil. Bu yüzden biz bu akademileri karşılıklı bir etkileşim içinde yürütebilirsek anlamlı olacağına inanıyoruz. Beklentimiz de bu." diye konuştu.
Program, Bakan Tekin ve katılımcıların hatıra fotoğrafı çektirmesiyle son buldu.