Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, törendeki konuşmasına Türk müziğine katkısından dolaylı Mustafa Kandıralı'ya rahmet dileyerek başladı.
Bakan Özer, sadece akademik beceriyle ön plana çıkan bir gençlik değil kültürle, sanatla, medeniyetle, ilimle, irfanla, hikmetle sürekli teması olan, geçmişin çok derin damarlarından beslenen ve onu yeni yorumlarla insanlara sunan sanatçıların yetişmesini arzuladıklarını söyleyerek şöyle devam etti: "Bunun için Kültür ve Turizm Bakanlığımızla çok kapsamlı bir iş birliğine girdik ve şu ana kadar 75 ilimizde 95 güzel sanatlar lisesiyle bu çalışmaları devam ettirirken 6 ilimizde güzel sanatlar lisesinin olmadığını görmüş olduk. Bir iki hafta gibi kısa süre içinde bu 6 ilimizde de güzel sanatlar liselerimizi kurduk. Artık 81 ilimizde güzel sanatlar liselerimiz var ki bir tane Mustafa Kandıralı'yı kaybetmeye tahammülümüz yok. Hangi ilden çıkacağını çünkü bilmiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Önemli olan sosyal devlet olarak erişimi kolaylaştırabilmek olduğunu dile getiren Bakan Özer, "Son 19 yılda da zaten eğitimdeki büyük dönüşümün ana odağı eğitimin önündeki engelleri kaldırmaktır. Erişim engelini kaldırmak, kılık kıyafetten, başörtüsünden dolayı eğitime erişimin önündeki engelleri kaldırmak, katsayı mağduriyetinden dolayı yükseköğretime erişimin önündeki engeli kaldırmak, okullar yapılmadığı için kız çocuklarının eğitime erişmediği bir yerde 'Kız çocukları niye eğitime gitmiyor?' diye sürekli suçlandığı bir ortamda okulları kurarak kızların eğitime erişimini sağlamak." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de geçmişte kız çocuklarının okula erişimiyle ilgili kampanyalar yapılarak muhafazakâr kesimin suçlandığını hatırlatan Özer, "Kız çocukları niye okumuyor, okullara niye göndermiyorlar? diye. Okul yapacaksın ki okula göndersin çocuğunu. Bakın son 19 yıldaki bu devasa dönüşümle şu anda Türkiye'de ortaöğretimde, yükseköğretimde kız çocuklarının okullaşma oranı erkek çocukların okullaşma oranını geçti. Bir sorun daha çözülmüş oldu. Bunlar, çok kıymetli şeyler." dedi.
Bir taraftan eğitimin önündeki engeller kaldırılırken diğer taraftan çocukları akademik becerilerinin yanı sıra sanatla, kültürle, musikiyle ön plana çıkartan bir eğitim sistemini, tüm eğitim sisteminin içerisine dercetmek için çaba sarf ettiklerini belirten Özer, "Biz sadece güzel sanat liselerinin yaygınlaşmasını değil güzel sanatlardaki kültür, sanatla ilgili etkinliklerin diğer liselerimizde, diğer okullarımızda olması için de çaba sarf ediyoruz ki her ilde bunları yapıyoruz. Bir taraftan erişimi artırmak diğer taraftan o okullarımızı diğer okullarımızla eşleştiriyoruz. Bu öğrencilerimiz bu çevredeki okullarda performanslar sergileyecekler ve ilk kez artık Türk musikisini de Güzel Sanatlar Lisesi Müfredatı'nın içine dâhil ediyoruz."
Bakan yardımcılığı döneminde burada incelemelerde bulunduğunu hatırlatan Özer, şöyle devam etti: "Burada sadece bir sanat icrası değil aslında önce sanat insanda tecelli etsin sonra enstrümanla dış dünyaya yayılsın. Onun için gerçekten burası çok kıymetli bir yer. Mevlevihaneyle birleşik bir şekilde ve Bakanlığın tüm imkânlarıyla enstrüman atölyesinden ses kayıt merkezlerine kadar gerçekten burası İstanbul'da güzel sanatlar lisesindeki en önemli merkezlerden birisi olacak. İnşallah burada nice güzel insanlar yetişecek."
Eğitimde hedefin kitlesel eğitim olduğunu belirten Özer, "Aslında hedef kitlesel eğitimdir ama bir okuldur, bir öğretmendir ve bir öğrencidir. O bir okul, bir öğretmen ve bir öğrenciyi bulmak için tüm okulları, tüm öğretmenleri ve tüm öğrencileri tararsınız; bir insan, bir dünyayı değiştirebilir. İşte biz, o bir insanı arıyoruz. O bir insan için yatırım yapıyoruz." değerlendirmesine bulundu.
Özer, önümüzdeki günlerde eğitim sistemimizin çok daha güzel başarı hikâyeleriyle gündeme geldiği; kültürle, sanatla, bilimle, Teknofest'le geleceğe umut veren gençlerin yetiştiği çok güzel bir dönem olacağını belirterek emek veren herkese teşekkür etti.
Konuşmaların ardından Bakan Özer ve beraberindeki protokol üyeleri, okulun açılış kurdelesini kesti.